21 Kasım 2008 Cuma

SARIMSAKLI - 2007



1 haftalığına Ağustos ayında gittiğimiz gezi.
Sarımsaklı'yı son zamanlarda çok duyar olmuş ve de hiç gitmemiş olduğumdan dolayı bahse konu güzelliklerini görmek istedim. Açıkça söylemek gerekirse, ilgi çekici herhangi bir şey görmedim, yapılan reklamlarla insanların biraz kandırıldığını düşündüm.
Şöyle ki; Sarımsaklı, turizme uygun kurulmuş bir ilçe değil. Seçim yapılabilecek eğlence mekanı yok, sadece kumsalda bir bar, sahil şeridinde bir veya iki cafe-bar tarzı mekanları mevcut. Bodrum, Marmaris, Antalya veya Çeşme gibi eğlence mekanları yok. Akşamları tüm Sarımsaklı sakinleri ve tatil için Sarımsaklı’yı tercih edenler kordon boyunda yürüyüş yapıyor. Yürüyüş yaparken eğlenebileceğiniz şeyler; patlatılmış, haşlanmış, közlenmiş mısır, lokma tatlısı, incik boncuk satın almak. Bu yürüyüş sırasında oturup nefes alabileceğiniz, dinlenebileceğiniz otantik tarzda dekor edilmiş hayli işleyen bir yörük çadırı var. Bu işletmenin iş yaptığını görerek onu taklit eden bir kaç işletme daha var, ama sonuçta taklit.
Tüm tatil yörelerinde olduğu gibi tekne turları var. Geziye gitmeden önce internetten ve çevremden en çok tekne turlarında verilen ... balığını duymuş ve merak etmiştim. Ancak bizim tekne tur organizasyoncularımız bu konuda da maalesef bizi kandırdılar. Tekne turuyla, küçük adalara gittik, ada karasına yakın sularda demir atıp mola verdik, bazıları yüzdü, bazıları balıkları, martıların oyunlarını, yüzenleri seyretti. Tekne turu sayesinde gördüğümüz deniz harikaydı, tertemiz, berrak ama çook soğuk. Dönüşte Cunda adasında mola verdik. Cunda adası eski evler olan bir ada. Tek tarihi eser yıkılmak üzere olan, girişi yasak bir kilise. Aşağıda resmini sizlerle paylaşacağım. Söylemeden geçemeyeceğim. Cunda adasındaki midyeler Türkiye’nin en meşhur midye satıcılarınınkinden daha lezzetli. Mutlaka yemenizi tavsiye ederim.
Otelimize gelince, sitelerin arasında denizden çok uzaktı. Yaklaşık 1, 1,5 km kadar uzak olduğu için sadece 1 kere gittik. Yemekler açık büfe olmasına rağmen, komik ama bir yuvarlak masa üzerini dolduracak kadar ikram vardı. Örneğin kahvaltı, herhangi bir ev sofrası gibiydi, salata, domates, peynir, ekmek, reçel, zeytin. Fazlasını aramayın. Öğle yemeği yok, sabah akşam servisi mevcut, ancak otele dışarıdan su bile getirmek yasak, ve otelde satılan yiyecek-içecekler dışarıdan çok pahalı. Bir de akşam yemeği resmen kabus. Yine 1 çeşit sıcak yemek, yemeklerin İç Anadolu yöresindeki yemeklerden hiç farkı yok :( Zeytinyağlıları göremedik. Bir çeşit ana yemeği aşcı servis yapıyor ve sadece 1 kepçe koyuyor. Düşünebiliyor musunuz, bu otel bütün internet sitelerinde kendini çok farklı gösteriyor. Son olarak otel kredi kartına taksit yaptığını söylemesine rağmen, çıkışta tek çekim kesti. :( bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Verdiğim paraya değdiğini, hak ettiklerini hiç düşünmüyorum. Efsane olacak bir otel değil, keşke daha uygun bir isim seçselermiş. Sarımsaklı’da geçirdiğimiz bir günün akşamında Meşhur Şeytan Sofrasına gitmeye karar verdik. Bu da ayrı bir komediydi. Sarımsaklı, Ayvalık, Cunda adası ve çevresine tatil amacı ile giden herkese Şeytan Sofrasına çıkmaları, ağız birliği etmişçesine şiddetle tavsiye ediliyor. Çıktığınızda gördüğünüz şey yarım metre kare alan içinde çevrilmiş, kaya üzerinde içi dilek paralarıyla dolmuş bir çukur , bir restaurant, onlarca araba, yüzlerce insan veee güneşin batışı
Özetlemek gerekirse, Sarımsaklı’yı arkadaşlarla, eğlence amacıyla gidilecek yerler arasına almamanızı öneririm.
Yaşını almış, sadece gündüzleri soğuk denize girmek, akşamları evinde oturmak isteyen turistlere tavsiye edebilirim.
- İŞTE SARIMSAKLI SAHİLİ - YÖRÜK ÇADIRI

















- TEKNE TURU
















- CUNDA ADASI
































- CUNDA ADASINDAKİ KİLİSE




















Hiç yorum yok: